25 Ekim 2013 Cuma

PAZARTESİ SENDROMU

Çalışan, çalışmayan herkes pazartesi gününü sevmez.
Pazartesi, çalışanlar için hafta sonu miskinliğinden çıkıp telefonun alarmının sabahın köründe çalmasıyla yorucu bir tempodur.
Çalışmayıp evde olanlar için ise, hafta sonu herkesin evde olmasından dolayı dağılmış, pislenmiş evi temizlemek demektir.
Hepimiz için sevimsiz olan bu pazartesi gününü nasıl keyifli geçirebilir, birkaç önerim olacak.
·         Size enerji veren, sevdiğiniz şarkıyı açın.
·         Camı açın ve temiz havayı içinize çekin, şükredin.
·         Filtre kahve, neskafe ya da türk kahvesi hangisini seviyorsanız için.
·         10 dakika meditasyon yapın.
·         Ilık bir duş alın.
·         En sevdiğiniz yiyeceklerden kendinize bir kahvaltı hazırlayın.
Ruhumuzu arındırıp, bedenimizi hatta midenizi mutlu ettikten sonra hiçbir sendrom kalmayacağına emin olabilirsiniz.
Sadece pazartesi değil, her güne bu şekilde başlayabilirseniz her gününüz mutlu geçecektir.

İSTEMEK!
İstemek gerçekten başarmasın yarısı mı?
İstediğiniz her şey oldu mu?
Olmasa bile olacak gibi oldu mu?
Yaşadığımız her şey kader mi?
Yaşadıklarımız kader ise, istediğimiz şeyler hiçbir zaman olmayacak mı?
Yoksa kaderimizi mi istiyoruz?
Kaderimizde yaşayacaklarımızı istiyorsak bilinçaltımız her şeyi biliyor mu?
Bilinçaltımız her şeyi biliyorsa, niye hatırlamıyoruz?
Aklıma gelen başıma geliyor dediklerimiz bilinçaltımızın kodlaması mı?

Böyle kafam da deli sorularla uyandım bugün.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder