3 Haziran 2012 Pazar

TTNET HANGİ KAFALARDASIN?

Son 1 aydır ttnet müziğe taktım kafayı. Neden mi taktım?
“En çok dinlenenler” listesini neye göre yaptıklarını anlayamıyorum ve çok merak ediyorum.
Şarkı isimleri vermeyeceğim. Çıktığı günden beri çok dinlenen bir şarkı listeye baktığımızda 460.000 küsür dinlenmiş gözüküyor. Şarkıcının ismi yazıp sayfasına gittiğimizde 5.120.170 kez dinlendi yazıyor.
Şimdi anlayamadığım bu şarkının dinleme sayısının hangisi doğru?
Eğer ana sayfada yer alan listedeki doğruysa, şarkıcının sayfasında yazan rakam ne?
Şarkıcının sayfasındaki rakam doğruysa ki bence doğru olan o! Listedeki rakam nerden çıktı?
Ttnet hangi kafalardasın?
Bize de söyle bizde senle aynı kafayı yaşayalım! Anlayamıyoruz seni!
Sözde yasal yollarla dinlenen sitesin! Bu mu yasal rakamların senin?

CAN TÜRKİYE 12 PUAN!
Aylardır konuşulan Eurovision finali dün akşam Azerbeycan’da yapıldı.
Azerbeycan geceyi çok iyi hazırlanmıştı. Açılıştaki şov muhteşemdi. Puanlar açıklanırken sunucunun “Can Türkiye” demesi tüylerimi diken diken yaptı valla..
Neyse gelelim şarkılara. Ben bu kadar kötü şarkıyı bir arada dinlememiştim. Kulağımı nasıl temizleyeceğim gerçekten bilmiyorum.
Komşunun komşusuna oy verdiği yarışmada İsveç hakkıyla birinci oldu. Kızın sesi, şarkısı, gösterişten uzak sahne şovu gayet başarılıydı.
Babuşka’lar favorimdi. Nineler çok şekerdi. Hele ki ortada da ki kısa boylu nineyi ısırasım geldi.
Gelelim Can Bonoma’ya. En başından beri şarkıyı beğenmemiştim. İlkokul müsamere şarkıları gibiydi bence. İlk beşe giremeyeceğini de tahmin etmiştim. Dün gece ki şovu çok donuktu. Heyecandan herhalde.  Beklediğimden çok yüksek bir dereceyle tamamladı Can yarışmayı. Yarışma sonunda attığı twitte ilginçti yani. Neyse bundan sonra ki konser hayatında başarılar kendisine.
Başka bir dikkatimi çeken şeyde gerçi sadece benim değil herkesin İsveç’in solistinin Hande Yener’e benziyor olmasıydı. Demek ki yarışmaya “İkinci Sen” şarkısıyla Hande gitseydi kesin birinciydik. Neyse her şey kısmet..
FARKINDALIK, BÜTÜNLÜKTÜR!
Daha önce blogum da yayınladığım bu yazıyı tekrar sizle paylaşmak istedim.
Farkındalık, olanı olduğu haliyle görebilme yetisidir ve her bireyin gerçekliği (realitesi) ve 'bütünlüklü' yaşam kalitesi kendisinin farkında olabilme düzeyinin bir aynasıdır.. Kişi kendine karşı “gerçek ve keskin bir bakış” olmadıkça, uyguladığı hiçbir metod, enerji uygulamaları ve meditasyon yöntemi onu asıl doğası olan kendinde TAM’lığa ve içsel barışa götürmede etkin olamamakta ve dışsal kalmaktadır..aksine bu çalışmalar, kişinin tam da kendi farkındalık, (olanı olduğu haliyle görebilme) süzgecinden geçirmek suretiyle, bilinçlice aydınlatması ve bütünleştirmesi gereken karanlıkta kalmış, farkına varılmamış/salıverilmemiş duygusal yanlarının açığa çıkmalarına hizmet ederler..bu bağlamda, her deneyim bütünlenme ve özgürleşme adına 'kendimize' verdiğimiz bir armağandır..ve bu yolda, enerji bilinçli farkındalığı izler, onun vasıtasıyla da ol’uşunu yükseltir..enerjiye şekil veren bilinçtir..öz, saf bilinçtir ve bizler de saf bilinç ve enerjiyiz!..
bu sonsuzca uzanan kendini bil'me yolunda, ‘ne’ yaptıklarımızdan çok, şeyleri ‘neden’ yaptığımızın samimi yanıtları bizleri asıl doğamız olan özgürlüğe taşır..böylece bu, ‘ne ‘ yaptıklarımızın da ol'uşunu yükseltir..ve bu sorgulama farkındalığın kendisini de içerir ki, o da ol’uşunu yükseltsin..varlığın doğası sonsuzca devinerek deneyimleyerek yükselmek ve genişlemektir..nihayetinde her şey gerçeğe (özüne) dönmek zorundadır ve farkındalık da yolu aydınlatan..GERÇEK; gerçek olmaktır..

MUTLU PAZARLAR!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder